Mehmet Bey köpeğinin tasmasından tutmuş yolda giderken, hoşlanmadığı bir komşusuyla karşılaştı. Komşu sordu:
- Bu eşekle nereye gidiyorsun?
- Yahu bu köpek be! Diye tersledi Mehmet Bey. Köpekle eşeği birbirinden ayıramıyor musun?
Komşu aldırışsız:
- Ben köpekle konuşuyorum. Sen ne diye söze karışıyorsun?
fıkraoku.com
Tiyatroda, ünlü oyuncu rolü gereği uşaklarına bağırır.
- Atımı getirin!
O sırada münasebetsiz bir seyirci;
- Eşek olsa olmaz mi? Diye seslenir.
Oyuncu hiç istifini bozmaz:
- Hay hay! Buyrun beyefendi
fıkraoku.com
Adamın birisi kendisi hakkında kötü sözler söyleyen birine haddini bildirmek için evine gider. Fakat adamı evde bulamaz. Öfkesinden kapıya büyük harflerle "EŞEK" diye yazıp döner.
Bir kaç gün sonra o adamdan şöyle bir yazı alır:
- Bize gelmişsin. Kapıya attığın imzadan anladım.
fıkraoku.com
Adam barda gördüğü güzel bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaştı ve;
- Biraz konuşabilir miyiz, acaba? Dedi. Kız birden haykırdı:
- Terbiyesiz! Ben senin bildiğin kızlardan değilim!
Adam utancından yerin dibine girmişti. Herkes ona bakıyordu. Gitti ve masasına oturdu. Bir süre sonra kız ona yaklaştı. Gülümseyerek;
- Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyordum, dedi. Adam avaz avaz bağırarak cevap verdi:
- Neee? Gececi 200 dolar mı? Deli misin sen?
fıkraoku.com
Ahmet Almanya'da çalışıyormuş. Bir gün Alman arkadaşı Ahmet'e:
- Siz Türkler sadece para için çalışıyorsunuz. Ama biz Almanlar onurumuz için çalışırız, demiş.
Ahmet de:
- Haklısın, herkes neyi eksikse onun için çalışır, demiş.
fıkraoku.com
Garip dervişin biri büyük bir köşkün önünden geçerken "av meraklısı ve zalim" olan bey, yardımcıları ile ava gitmek için evden çıkıyorlardı. Dervişle selamlaştılar. Aksilik bu ya o gün hiç bir şey vuramadan dönerler. Bey çok sinirlidir:
-Sabah ava giderken karşılaştığımız o dervişi bulun çabuk! Onun yüzünden işlerim ters gitti. Uğursuzu getirin bana!
Yardımcıları hemen dervişi bulup beyin huzuruna çıkarırlar. Bey kükrer:
-Bre uğursuz adam! Senin yüzünden elimiz boş geldik! Hiçbir şey vuramadık! Tiz vurun kellesini!
Derviş, beye şöyle der:
- Beyim sabah selamlaştık. Siz hiçbir şey vuramadınız. Ben ise kellemi kaybediyorum. Siz söyleyin, hangimiz daha uğursuzuz?
fıkraoku.com
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyan Bonapart'ı bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
-Önce şurasını almalıydınız sonra buradan geçerek burayı zapt etmeliydiniz gibi fikirler yürütmeye başlayınca
Napolyon:
-Evet demiş onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
BURAK YUSUF ÇAPA
Bir gün küçük çocuğun birisi parkta bir bankın üzerinde oturmuş şekerlerini yiyormuş, yaşlı adamın birisi gelmiş çocuğun yanına oturmuş:
-Bak evladım bu kadar şeker yersen bütün dişlerin dökülür.
Çocuk:
-Bak amca benim dedem yüz on yaşına
kadar yaşadı, demiş.
-Yaa deden de mi çok şeker yiyordu?
-Hayır amca, her şeye burnunu sokmuyordu...
züleyha kargın
Evin hanımı hizmetçiye sordu:
Adın ne kızım?
Döndü, efendim.
Hoşuma gitmedi. Ben sana Hale diyeceğim.
Peki, hanımefendi. Ben size ne diyeyim?
Sersem!
Hizmetçi kıpkırmızı oldu ve usulca şöyle dedi:
Dünyada cesaret edemem efendim.
Ayşen
Adamın biri bir rüya görür ve sabah kalktığında işe gider ve patronuna anlatmaya başlar;
- ?ARİF bey ikimizde aynı yolcu uçağında seyir halindeyken ikimizde yuvarlanıp uçaktan düşüyoruz. Siz bal çukuruna ben ise bok çukuruna düşüyorum?,
patron hemen atılarak
- ?O kadar olacak tabi ki sen bir işçi parçasısın ben ise patronum?
Adam hiç istifini bozmadan devam etmiş ?Fakat ilginç yanı da bu ya, ikimizde birbirimizi yalayarak temizliyoruz?
Haktan Öker