Türk Büyükleriyle İlgili Şiirler

Türk Büyükleriyle İlgili Şiirler Arşivi

Ey mimarlar mimarı! Benim yüce Sinan'ım
Seni andıkça artar, güvenimle inanım.
29 Mayıs günü içim dolar seninle.
Altın yapraklarıyla tarihim gelir dile.

Cenk olunca «Ocak» tan seferlere yollandın
Kılıncını bir pergel, gönye gibi kullandın,
Sanatın anlaşılmaz sırlarına erdin sen,
Çekicinle mermere ebedi ruh verdin sen.

Birer hayat fışkırır saray, hamam, çeşmeden,
Bütün Türk'ler mutludur, dehana erişmeden,
Zekanın şimşekleri ufuklarda çakıyor.
Selimiye'n, dünyayı hayrette bırakıyor.

Varlığınla milletin kıvanç duysun öğünsün,
Seni tanımayanlar, bilmeyenler döğünsün,
Adını işleyerek kalbimin üzerine,
Şiirimi sunuyorum, mum yerine türbene.

Cemal Oğuz ÖCAL

dersimiz.com

Göklere yükseltip taşı, mermeri

Sütundan, kubbeden dağlar yarattın

Sanatın, zekanın emsalsiz eri,

Tarihe yıkılmaz temeller attın.



Mermere renk, taşa zevk işleyerek,

Kubbeleri nasıl yaptın öyle denk?

O minarelerde ilahi ahenk...

Ebedi sanatın sırrını attın.



Süleymaniyeler, Selimiyeler,

Tasviri imkansız birer şaheser.

Koca Mimar Sinan, bunlarla meğer,

Bir zafer devrini demek yaşattın?



Mimarlık tahtında bir saltanatın..

Dehanla tarihi getirdin dile,

Sanatı söylettin çeşme, sebile

Bir mülkün sahibi olmasan bile,



İ. Hakkı TALU

dersimiz.com

Yüce Selimiye önlerinde biz,

Bir yıldönümünü hep yad'a geldik,

Temiz duygularla taştı kalbimiz,

Sinan! Sinan! diye feryada geldik.



Adını cihanda bak, haykırıyor:

Taştan yarattığın her ölmez eser,

Göklerde hep seni soruyor arıyor,

Nice nice kubbe ve minareler.



Yüce Selimiye önlerinde biz,

Bir yıl dönümü yad'a geldik

Temiz duygularla taştı kalbimiz

Sinan! Sinan! diye feryada geldik.



M. Uluğ TURANLIOĞLU

dersimiz.com

Yıl bindörtyüzkırkaltı,

Osmanlı sarayında toy bir delikanlı

O sabah heyecanla uyandı

Kanter içinde kalmıştı.

Hemen hocasına koştu

Hocası çoktan uyanmış,

Sanki delikanlının geleceğini

Kuşlardan haber almış.



'Otur Mehmet' dedi,soluklan hele

'Aman hocam bir anlatayım

Ruyamı hayra yorki; huzur bulayım'

Nasıl bir rüya imiş bu?

Sanki almış senin aklını



Başladı Mehmet anlatmaya;

Rüyamda dedi,büyük bir ordu

Deniz savaşını,karadan aldı.

Konstantinapolis denen şehrin rumları,

Latin külahından,üstün kıldı sarığı.

Ve lakin dayandık şehrin kapısına,

Ulubatlı bir genç, öldü bayrak aşkına.



Fatih adını takmışlar bana

Bir çağ kapanmış,meğer o anda.

Derken yıllar geçmiş,yüzyıllar,

Sahip çıkmış bu şehre evladı Türkler

Büyümüş,kocaman bir vatan olmuş

Şimdi Konstantinapolis ya adı,

İstanbul demiş ona,Türkün evladı

İşte böyle hocam,hayırmı,şermi?



Gözyaşları içinde dinledi Akşemseddin

Evlat dedi,hiç durma

İstanbulun fethidir,rüyanda gördüğün



Yedi yıl sonra,bindörtyüzelliüç

Oldu rüyadakinden bile daha güç,

Orta çağı kapatan bu büyük savaş

Sonsuza dek

Türkün alnında gururdur

Gözlerinde yaş.



Serhat Çalışkan

dersimiz.com

Peygamberimizde onu müjdelemişti

İstanbul'u aldı büyüklüğünü kanıtladı

İyiliği,dürüstlüğü,sevgiyi hep savunmuştu

Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han



Hristiyan,yahudi,müsliman diye ayırmadı

Herkese insan olarak şevkatle yaklaştı

İstanbul'u aldı Fatih ünvanınıda kaptı

Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han



Türkleri dünyada adım adım ilerletti

Savaşta kaçmadı en önde saf kaptı

Kılıcını sadece Allah yolunda kullandı

Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han



Sevdası sadece islama ve insanlarınaydı

Faniyi değil herzaman baki olanı arzuladı

Allah'ın yardımı ile tüm kafirleri kaçırdı

Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han



Çok küçük idi bir ulusun başına geçti

Düşünceleri ve aklı büyük idi kalplere girdi

Vatan topraklarını küçültmedi büyüttü

Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han



Fatih Kuşak

dersimiz.com

Geçmiş tarihimin şerefi, şanı.

Yüce Peygamberin dostu Fatihim!

İslam ordusunun,sultanı, hanı...

On dördünde serdi postu Fatihim!



Hüzünlü İstanbul,tütmez bacası.

Osmanlı peşinde,genci,kocası...

Ak Şemsettin,Molla Hüsrev hocası...

Allah Allah dedi coştu Fatihim!



Marmara’yı topa tuttu taşırdı.

Gemileri kara yerden aşırdı.

İnanmadı Kahpe,Bizans şaşırdı.

Ulubatlı önde koştu Fatihim!



Peygamber müjdesi olunca ayan,

Geliyorum! dedi, İstanbul dayan!

Böyle bir serdarı eyledim beyan.

Yirmi bire girmiş baştı fatihim!



Küheylanlar saf saf şaha kaktılar.

Gürlediler, şimşek olup çaktılar.

Köpürdüler,seller gibi aktılar.

Denizleri yardı, taştı Fatihim!



Topkapıdan çalınınca mehteran...

Kalbimizde yaşıyorsun Mehmet Han.

Bayrağım kaleye dikildiği an,

Gülen yüzden güller saçtı Fatihim!



Ramazanım der ki nice sefere...

Bulaşmasın bize hiç bir kefere!

Allah’ın lütfuyla erdik zafere.

Geleceğe bir yol açtı Fatihim!



Mayıs 2005

Ramazan Kurt

dersimiz.com

İster kısa ister uzun
Yazdığın her satır mevzun
Edebiyat göğümüzün
Parıldayan mahı sensin

Işınsın doğan tanın
Evladısın üç vatanın
Gazel öten şiiristanın
Düzgün olan rahı sensin

Değeri var sende aşkın
Kılmışsa da seni şaşkın
Mecnun gibi bir aşıkın
Duyulacak ahı sensin

Türkmen?insin hem Bayat?ın
Korunmada saltanatın
Şiir gibi söz sanatın
Devrilmeyen cahı sensin

Yerleşmişsin her bellekte
Anılarsın çoğul tekte
Hem geçmiş hem gelecekte
Şairlerin şahı sensin

Husam Hasret

dersimiz.com

Ulu bir çınardır, dikilir barkım

Tarih sahnesinde, bilinir farkım

Rabbe niyazımla, silinir çarkım

Şarkımız Dedemden, bolumuz olsun



Ne nefesim yeter, ne de sözlerim

Kifayet göstermez, çare çözlerim

Ben benden geçerken, yine özlerim

Çarkımız Korkutdan, dolumuz olsun...



Damıtırım seni, korkularımdan

Çileyle geçerim, sorgularımdan

Kalbim ki sustadır, vurgularımdan

Farkımız Başımdan, yolumuz olsun



Ölüm! Öz kardeşim, ahı sondadır

Gerçeklerim ben de, gizlim ondadır

Ötüken yaylam da, özüm kondadır

Barkımız Buğumdan, kolumuz olsun





ŞİİR PERİSİ / 4 NİSAN 2005

Orkun Işık

dersimiz.com

Çanakkale sırtlarına
Yol oldu Havranlı Seyit
Kınalı evlatlarına
Kol oldu Havran'ı Seyit

Tütmez baca,yanmaz ocak
Dert bir değil kucak kucak
Zor anlarda tutunacak
El oldu Havranlı Seyit

Dayan bire koçum dayan
Yol almaz yerinde sayan
Kutsal mermiyi sırtlayan
Bel oldu Havranlı Seyit

Vatan aşkını bir bilsen
Şehit olmak istersin sen
Kasırga misali esen
Yel oldu Havranlı Seyit

Bil ki olmaz savaş kansız
Mehmetler dururken cansız
Geçit vermeyen amansız
Sel oldu Havranlı Seyit

Candan iste derken Kur'an
Ziyandadır bence duran
İhlâsla Hakka yalvaran
Dil oldu Havranlı Seyit.

Halil MANUŞ

Halil MANUŞ

Dünyanın dört bir yanını
Gezdi Evliya Çelebi
Hem bu yerlerin planını
Çizdi Evliya Çelebi

Hazırdı her an sefere
Demezdi "orası nere? "
Her gördüğünü deftere
Yazdı Evliya Çelebi

Belki ilktir böyle çıkan
Ne prens kaldı ne Hakan
Sanki dış dünyaya bakan
Gözdü Evliya Çelebi

Seyahat olunca nasip
Ülke, şehir, köyler gezip
Gizli kapaklı demeyip
Çözdü Evliya Çelebi

Artık tüm dünya bilecek
Öyle ki; gelmiş, gelecek...
Her an takip edilecek
İzdi Evliya Çelebi

Halil MANUŞ

Halil MANUŞ

Kayseri'nin Ağırnas'tan
Devşirilip çıktı yola
İlk rütbe "acemi oğlan"
Hakkında hayırlı ola

Yavuz Sultan Selim ile
Mısır seferine gitti
Ne eserler görüp öyle
Hepsini tecrübe etti

İlk önce "yaya başılık"
Sonra "zemberekçi başı"
Hizmetlerine karşılık
Yükseldi rütbe ve maaşı

"Haseki" oldu zamanla
Millet ününü duyunca
"Ulu" ve "Koca" ünvanla
Anıldı yıllar boyunca

Hanlar, hamamlar, köprüler
Peş peşe sıralandılar
Camiler ve minareler
Hep adınla anıldılar

Halet'ten Şam'a uzanan
Eserler bıraktın bize
Bil ki; Koca Mimar Sinan,
Minnettar bu millet size

HALİL MANUŞ

Halil MANUŞ

Kim olursan ol yinede "gel, gel, gel" derdin
Olmazmış sevgisiz... Gözler önüne serdin

Geldik işte kapına, uyup ta çağrına
Ne zaman saracaksın bizleri bağrına

Bir elin Sema'ya bakar bir elin yere
Hal dilin söyler "Hak'tan alan halka vere"

Hoşgörü ile yaklaştın her bir canlıya
Hoşgörüsüzler bu çağrıdan ne anlıya...

O günden beri dönse de semazenlerin
Ne aşk var ne de şevk; doldurulamaz yerin

Onu da benzettiler ya; çalgı çengiye
Dönüp duruyorlar yalnız; sen döndün diye

Oysa o dönüş semboldü tüm dönüşlere
Bilmeden sarılırlar dış görünüşlere

Her şey dönüyor... Atom, gezegen, dünya, ay
Elektronundan hücresine saydıkça say

Yaratanı zikirdir her dönüş aslında
Bilinmeyen ne çok şey var sema hakkında

"...Gel" diye çağır yine ulu dergâhına
Bizi de alıver döndüğün semahına...

Sensiz yürek yangın, gözlerde sel Mevlana
Yaptın çağrını, sıra bizde "...Gel" Mevlana

HALİL MANUŞ

Halil MANUŞ

Şiir Ekleyin

Eğitici Çocuk Şiirleri Ana Sayfa

Diğer Türk Büyükleriyle İlgili Şiirler:

[1]2345... Son Sayfa

Türk Büyükleriyle İlgili Şiirler Arşivi