Kuşlar uçar,
Ben koşarım;
Onların kanatları var,
Benim kanadım kollarım.
Kuşlar kanadını çırpar,
Ben de kolumu sallarım...
Uçun kuşlar, uçun kuşlar;
Hepinizle yarışım var!
Uçtu kuşlar,
Bende koştum;
Koştum yarı yola kadar;
Ta önüme bir uçurum
Çıktı, orda kaldım naçar.
Yoo, çekemem öyle kurum!
İsterseniz, haydi tekrar
Yarışırız...Uçun kuşlar!
TEVFİK FİKRET
dersimiz.com
Bu sabah bahçede karşıma
Küçük bir serçe kuşu geldi;
Havuzun taşına kondu,
Bir içti, bir doğruldu,
Nasıl da korkuyordu.
Sen hiç korkma serçe kuşu,
Suyunu rahat rahat iç,
Sıhhat afiyetle uç,
İnsanoğlu çeşit çeşit
Beş parmağın beşi bir mi?
NECATİ CUMALI
dersimiz.com
Mini mini bir kuş donmuştu
Pencereme konmuştu
Aldım onu içeriye
Cik cik cik cik ötsün diye
Pırpır pırpır canlandı
Ellerim bomboş kaldı
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
dersimiz.com
Bir kırlangıç dünyayı geze dolaşa
Çok şeyler öğrenmiş.
Atalarımız ne demiş:
"Bir şeyler kalır çok görenin kafasında."
Bizim kırlangıç önceden bilirmiş
Büyük küçük bütün fırtınaları,
Gemiciler ondan alırmış haberi.
Bir gün bir yerde kırlangıç bakmış,
Tarlasına, sıram sıram
Kenevir tohumu ekiyor köylünün biri.
Kırlangıç çağırmış küçük kuşları,
- Bakın, demiş, sizin kuyunuzu kazıyor bu adam.
Bana göre hava hoş, çeker giderim burdan,
Ama korkarım sizin haliniz duman.
Şu elin savurduğu tohumlar yok mu,
Başınıza örülen birer çoraptır sizin,
Her attığı tohum bininizin öksesi,
Benden size söylemesi.
Günü gelip kenevir sicim oldu mu
Seyreyleyin size kurulacak dolapları.
Ya ölüm, ya zindan gayri sizlere:
Kiminize kafes, kiminize tencere.
Onun için gelin, dinleyin beni,
Yiyin şu tohumların hepsini.
Yaz günü kırlangıcı kim dinler,
Küçük kuşlar diledikleri yemi yemişler.
Kenevir başlamış büyümeye yeşil yeşil.
Kırlangıç bir kez daha uyarmak istemiş
Dünyadan habersiz küçük kuşları:
- Koparın, demiş, bir bir koparın
Bu kötü tohumdan çıkan yapracıkları.
Onla büyüdü mü kendinizi yok bilin.
Kuşlar kırlangıca kızmış,
- Aman ne şom ağızlısın, demişler.
Hem sonra kaç bin kuş ister
Bütün o filizleri yolmak için?
Kenevir büyüdükçe büyümüş,
Kırlangıç, kuşları bir kez daha uyarmış:
- Bakın, demiş, işler kötü,
Kötü tohum yurdunuzda aldı yürüdü.
Bugüne dek inanmadınız bana, peki,
Ama bir gün baktınız ki insanoğlu,
Buğdayları büyüyedursun tarlada,
Vakit bulmuş kuş avlamaya şurda burda,
Kurmuş ağlarını dağda bayırda,
Siz küçük kuşları avlamak için.
Ya hiç çıkmayın yuvanızdan,
Ya da göç edin başka yere:
Ördek, turna ne yapıyorsa
Siz de onlar gibi yapın.
Ama siz küçüksünüz, doğru,
Geçemezsiniz bizim gibi çölleri, denizleri.
Size göre iş değil yeni dünyalar aramak.
Yapabileceğiniz tek şey bence
Duvar deliklerine saklanmak olacak.
Kuşçağızlar yorulmuşlar kırlangıcı dinlemekten,
Başlamışlar cıvıl cıvıl ötüşüp durmaya.
Tıpkı Troyalılar gibi, zavallı Kassandra
Başlarına geleceği haber verirken.
Onlara olan bizimkilere de olmuş.
Nice kafesler kuşlarla dolmuş.
Hep böyle kendi bildiğimizi okuruz yalnız
Bela başımıza gelmedikçe inanmayız.
LA FONTAINE
Çeviri: Sabahattin Eyuboğlu
dersimiz.com
Koparır bir fırtına,
Alır seni sırtına.
Seni hiç incitmeden
Taşır masal yurduna.
Çocukları çok sever,
Onlara hep "gülün" der,
Ve gülünce çocuklar,
O da bizimle güler...
Bülent ÖZCAN
dersimiz.com
Her gök gürlemede
Cik cik cik
Bir ton yağım erir
Dermiş serçecik
A serçecik demişler
A serçecik cik
Etin ne budun necik
Ton kimdir sen kimcik
Cik demiş serçecik
Cik cik cik cik
Ton toncuk ben bencik
Ben tonum bana görecik
Ali YÜCE
dersimiz.com
Çamaşır asılı ipte
Duran küçük serçem
Bana acıyarak mı bakıyorsun?
Halbuki ben güneşin
Ve ilk beyaz yaprakların altında
Senin uçuşunu seyredeceğim.
Melih Cevdet ANDAY
dersimiz.com
Nerde beyaz bembeyaz güvercinler,
Uzak dallarda tarla kuşu çiler
Penceremde mavileşirdi akşam.
Ah ümitlerle koşardım izinde
Geceleri ateşböceklerinin.
Dönerdi kocaman dairesinde
Ağaçlar ve gökyüzü çemberimin.
Bir dert gibi çıkmaz içimden o yer
Yeşil vadilerde boy boy ardıç.
Sanırım o iklime doğru gider.
Şu masmavi semadaki kırlangıç.
Oktay RİFAT
dersimiz.com
Çalar saz öter bülbül
Bahar yaz öter bülbül
Kime küsmüş darılmış
Niçin az öter bülbül
Köle değil tutsak değil
Tutsaktan beter bülbül
Özgürlüğünü yitirmiş
Dili ağrıyor kafeste
Bu yüzden az öter bülbül
Ali YÜCE
dersimiz.com
Tüyleri var yanar söner
Yerinde duramaz döner
Bir bakarsın havalanmış
Bir bakarsın yere iner
Dolaşır anne güvercin
Yiyecek bulup getirir
Tüysüz yavrularına
Sıra ile yedirir
Bir ülkeden bir ülkeye
Mektup taşır güvercin
İyi bir postadır
Tez ulaşır güvercin
Hızlı yer hızlı içer
Hızlı uçar güvercin
Barışın sembolüdür
Savaştan kaçar güvercin
Ali YÜCE
dersimiz.com
Kendi küçük ağzı büyük
Tüyleri parlak ve kara
Kuyruğu iki çatal
Her yıl aynı yerlere
Çamurdan yuva yapar
Kanatları ince uzun
Göçmen bir kuş kırlangıç
Bir ülkeden bir ülkeye
Her yıl uçmuş kırlangıç
Ali YÜCE
dersimiz.com
Uzak durur köyden kentten
Dağları yurt tutar keklik
Kayaların tepesinde
Darbuka gibi öter keklik
Sürmeler çekmiş gözüne
Kanmaz avcının sözüne
Tüylerine kına yakmış
Düğüne mi gider keklik
Sekerek yürür bozkırda
Bir yürür bir durur keklik
Toplar kanadı altına
Yavrularını korur keklik
Ali YÜCE
dersimiz.com