Atatürk Şiirleri

Atatürk Şiirleri Arşivi

Ulu rüzgâr esmedikçe

Yaşamak uyumak gibi.

Kişi ne zaman dinç;

Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.



Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?

Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.

Ekmek olmak için önce

Buğday olmak gibi.



Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe

Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.

Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene

Her ışık-kaynak gibi.



En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,

Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,

Daha da yakınsın, daha da sıcak

Bıraktığın toprak gibi.



Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,

Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,

Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:

Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.



Behçet NECATİGİL



dersimiz.com

Eklenen Tek kıtalık Atatürk konulu şiirleri bu sayfada bulabilirsiniz. Diğerleri kısa süre sonra buraya eklenecek
--------------

Atam (Öğrenci Şiiri)

Atam sen ölmedin
Toprağa gömülmedin
Bil bakalım nerdesin
Minicik kalbimdesin.

dersimiz.com

Birgün sordum babama

Atatürk neden büyük?

Çocuğum, dedi bana

O'nu seviyor her Türk



Çok kötü bir zamandı

Uçurumdaydı vatan

O büyük kahramandı

Yurdumuzu kurtaran



O'nu biz değil yalnız

Üstün tanır her millet

En büyük eseridir

Kurduğu Cumhuriyet



Kalbimiz sevgi dolu

Yol gösteren o Türk'e

Yolumuz onun yolu

Bağlıyız Atatürk'e



İ. HAKKI TALAS

dersimiz.com

Türk'ü ölümden

O'dur kurtaran

O'dur yeniden

Türklüğü kuran

Bu memleketi

Cumhuriyeti

Atatürk etti

Bize armağan



Hasan Ali YÜCEL

dersimiz.com

Ne yaptığını ne yapacağını bilendi Atatürk
Halktan daha ulu soy yoktu gözünde
Kesinkes ulusal egemenlik
Halk yönetimi onundur

Kaldırır ululuk aldatmacasını tüm
Ne denli köhnelik yobazlık yozluk varsa
Laiklik içinde gerçek din duyarlığı
Türk kadınını yücelten istem onundur

Tarihimizi temele kökene boyutlayan
Türk'ün düşüncesini sanatıyla bir tutan
Türkçemizi anlatımda ışıklara büründüren
Kafamız yüreğimiz soluğumuz onundu

Hiç bir akıma benzemez ondaki görüşler
Kendi çerçeveledi kendi yorumladı
En yeni bilimdir tekniktir Atatürkçülük
Bu çağın çok ötesinde bir çağ onundur

Oğuz Kazım Atok

dersimiz.com

Masaldı dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha
Geçiyordu Mustafa Kemal Çamlıbel'den.
Yabanın kurdu kuşu seyrine inmiştiler
Kara pençelerle, ak gagalarla.
Susmuştu yeryüzü efsaneler içinde
Masaldı dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha.

Ona iyce yaklaşan kocaman bir kartaldı ha
Bakır kızıllığındaydı tüyleri, kor alevindeydi gözleri
Kondu ilk kayaya, düşen bir rüzgar parçası gibi
Sevgiyle bakıştılar
Tanış çıktılar sanki kainatlar üstünde
Ona iyce yaklaşan kocaman bir kartaldı ha.

Kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha
Kayboldu mucizesi havaların.
Neydi, nasıl bir parıltıydı, bilemedi kimseler
Kimin aşkıydı, inmişti semalardan toprağa, paşam?
Kalmadı sonsuzluk, haşmet, gurur
Kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha.

Aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha
Vatan göklerinden vatana söyler:
Kocaman zafer bayraklarının geleceğini
Kocaman günlerin ucunda.
Anladı Mustafa Kemal, kimseye söylemedi
Aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha.

Mustafa Kemal'i de Mustafa Kemal'di ha
Unutmadı kartalı hiç.
Gün doğarken kızaran yamaçlarda aradı
Bekledi kanat seslerini fırtınalardan.
Kartal değilse de kartal vefalıydı
Mustafa Kemal'i de Mustafa Kemal'di ha.

Artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha
Yoktu Mustafa Kemal'in umduğu
Gelmiyordu kartalı geriye şahikalardan
Üç yıldır gelmiyordu.
Konmuyordu büyük habercisi zaferin
Artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha.

Kanatları amma da al aldı ha
Hangi şehitler seslenmiş belli değil.
Bir 30 Ağustos günü göründü Mustafa Kemal'in kartalı
Koca kanatlarını çırptı boşluğa
Sallandı gök
Kanatları amma da al aldı ha.

Fazıl Hüsnü Dağlarca

dersimiz.com

Okullara gidiyor çocuklar

Önlükler içinde

Çantaları ellerinde

O'nunla birlikte



Sarı sarı mor mor

Dağlarda çiçekler açıyor

Nisanın ilk günlerinde

O'nunla birlikte



Nine Hatun Telgrafçı Hamdi

Kara Yılan Halide Onbaşı

Doğarlar yine

O'nunla birlikte



Yazıyoruz adını gün gün

Elle beyinle yürekle

Yurt yüzeyine

O'nunla birlikte



Sabutay Hikmet

dersimiz.com

Köyümü nasıl seviyorsam

Özellikle gurbette



O'nu da öyle



Halkımı nasıl seviyorsam

Türkülerde hele



O'nu da öyle



Yaşamı nasıl seviyorsam

Ölümü bile bile



O'nu da öyle



Sabutay Hikmet

dersimiz.com

Atatürk'üm eğilmiş vatan haritasına
Görmedim tunç yüzünde böylesine geceler
Atatürk neylesin memleketin yarasına
Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler

Nerde istiklâl harbinin o mutlu günleri
Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi
Hiç sanmam öyle ağarsın bir daha tan yeri
Atatürk'üm ben ölecek adam değildim der.

Git hemşehrim git kardeşim toprağına yüz sür
Odur karşı kıyadan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile melül mahzun düşünür
Atatürk'üm kabrinde rahat uyumak ister.

Cahit Sıtkı TARANCI

dersimiz.com

Ya bir gece yarısı, ya bir sabah çok erken

Gözlerim yorulurken, parmaklarım donarken

Bir cümle, gözlerimin-ellerimin altında

Bir kavram şahlanıyor bir söyleyiş atında

Geziyor damarımı bir kutsal ısı gibi

Gazi'ce kımıldanıp Ata'ca doğrularak

Birden dalgalanıyor baş ucumda al bayrak

Haydi yiğit duygular korkunç karanlıkla cenk...



Babil duvarındaki ateşten harflere denk



Dolaşıp ülke ülke dolaşıp durak durak

Her geride durana-uyuyana çarparak

Şu bu kurdun ağzından kapıp aslan hakkımı

Yakasından tutarak bir bir bütün halkımı

Mustafa Kemal'im eliyle silkiyorum...

Sanki her söyleneni ben duyup ben diyorum...

Mondros'tan Lozan'a aklım çıkıyor yola

Ankara'dan İzmir'e duygularım dört nala

Tutuşuyor ne varsa gece gibi, kış gibi

Çağlıyor balkonumdan yağmurlar alkış gibi...



Behçet Kemal Çağlar

dersimiz.com

Yaradan hey Yaradan!

Dört yıl değil bin yıl geçse aradan

Sensin ateş diye kanımızdaki

Sesin ışık diye önümüzdeki!

Ey yanımızdaki

Beş on mermere, bir avuç toprağa sığan

Sınırsız mavi umman hey!

Yeni kıyılar bulur, yeni yarlar kazardın

Sen her köpürüp taşmanda;

Her konuşmanda

Milletin alın yazısını yeniden yazardın.

Bakışların inanmayanı ezerdi

Sağ kolun bir tırpana benzerdi:

Başlardı yurt tarlasında düşüncenin hasadı.

Cümlelerin ya örsten kalkardı

Ya çıkardı kından.

Başak saçların sarkardı harman alnından:

Halk, biçilmiş ekin gibi, düşerdi dizlerine.

Milyonlar katılırdı sözlerine

Mıknatısa koşan zerreler gibi.

Köhne kanaatler, köhne küreler gibi

Sözünde çarpışıp düşerdi.

Tam sustuğun gün kıyamet oldu

Tam konuştuğun anlarsa mahşerdi:

Rab, gökte "dinleyin" derdi meleklerine;

Yıldızlar girerdi yeni mahreklerine;

Nehirler kavuşurdu yeni denizlerine:

Halk biçilmiş ekin gibi düşerdi dizlerine.

Şimdi nöbetçi olmak için Anıtkabrine

Tamamlayabilmek için tavafını

Sarmış yalın kılıçlar gibi etrafını

Tutuyor nöbet.

Bu millet:

Bu, vaktiyle ayaklarını ummanlar yalayan

Bu, üç kıtayı atının nallarıyla damgalayan

Bu, Timur'u, Atilla'yı, Oğuz'u

Bu, Yıldırım'ı, Fatih'i, Yavuz'u

Bu, seni yetiştiren ulu millet.

Vakar ve haysiyetle dimdik

Uyanık, tetik

Anıtkabrinde tutuyor nöbet.

Dünya dönüp dolaşıp

Boğazlaşıp dalaşıp

Ergeç ve ancak

Milli misaklarda karar kılacak.

Ey en büyük usta!

Düşünen olmadı bu hususta

Senden evvel ve senden ileri.

İlk müjdeyi, ilk haberi

Senden almıştı cihan

Ta o zamandan

Anlayamadığına yansın.

Sen, dünyanın dönüp dolaşıp geleceği

Uğrunda milyonların seve seve öleceği

En büyük maksat için

Dünyaya ilk karşı koyansın.

Nasıl içimizdeysen bütün varınla

İşte öylece dünya davalarındasın!

O ışık saçların, o alev sözlerinle

O gök gözlerinle sen.

Ey ıssız geceler içinden

Bize eşsiz sabahı getiren!

Ey asırlardır dul bayrağın eşi

Ey geceyarılarımızın güneşi

Ey ışık saçlar

Ey yele kaşlar

Ey çekilmiş hançer bakışlar

Ey fikri döven şakaklar

Ey kalem parmaklar

Ey ay-yıldızlı el

Ey en güzel

Ey en büyük

Ey Atatürk!

Getir dudaklarını bir bir alnımıza koy

Dağlansın ateşinle bu soy.

Oy Atatürk oy...

İrkilmez Ata çocuğu irkilmez:

Zaptedilmez, Atam, zaptedilmez

Biz varken senin hisarının burçları:

Bakışlarımız kılıç uçları

Bekliyoruz devrimini biz.

Çökmeyeceğiz diz

İsterse hayat zehrolsun

İsterse refah kahrolsun

İsterse kurşun düşsün yanımıza belimize

İsterse geçinmek için bir dilim

Kuru ekmek geçmesin elimize.

Halel gelmez bizim ateşimize;

Dünya düşse peşimize

Yer sarsılsa yerinden

Ne senden geçeriz, ne senin eserinden.



Behçet Kemal Çağlar

dersimiz.com

Ah işte duyuyorum mesut günler içinden
Sana "Sevimli yüzün asla solmasın" diyen
Bütün adınla dolu sevinç şarkıları...
- Sen öldüğün için mi şimdi bayraklar yarı!
Ah işte görüyorum seni gördüğüm günü
Altından, alkışlarla geçiyorsun bir tak'ın
O gün bana gelmiştin babamdan daha yakın.
Meğer duyacakmışım bir sabah öldüğünü...
Meğer görecekmişim bir sabah gidişini
İstanbul'un önünden son defa geçişini...
Bizler seninle nasıl, ah nasıl beraberdik
Bizler ki az sıkılsak "O başımızda" derdik
Nasıl yok bileceğiz, O güzel güneş yüzü
Ana, baba değil bu, bizler Ata öksüzü...
Tatmadık, bilmiyoruz bu bambaşka yarayı
Öğret bize yarabbi, ah O'nsuz yaşamayı...

Ziya Osman Saba

dersimiz.com

Şiir Ekleyin

Eğitici Çocuk Şiirleri Ana Sayfa

Diğer Atatürk Şiirleri:

12[3]45... Son Sayfa

Atatürk Şiirleri Arşivi